11 Mayıs 2013 Cumartesi

Yabancı dil eğitimi ve yabancı dilde eğitim

Bildiğiniz üzere ülkemizde en güncel konulardan biri de yabancı dil öğrenimi ve yabancı dilde eğitimdir. Bir çok görüşe ve tartışmaya açık bir konudur aslında . Peki yabancı dil nedir ? İnsanların doğduğu ülkede konuşulmayan ancak başka bir millette iletişim kurmak için öğrenilmesi gereken dile biz yabancı dil diyoruz aslında. Bu konunun üzerinde durulmasının nedeni yapılan araştırmalarda Türklerin yabancı dil öğreniminde ki konumunun yani yeterlilik düzeyi ''düşüğün biraz üstünde '' olarak kayıtlara geçmesidir. 54 ülke arasında 32'inci sırada yer almaktayız. Yabancı dil eğitim sistemimize tekrar bakmamız gerektiğini oraya koymuştur bu oranlar. Nasıl geliştirilmelidir yabancı dil eğitimimiz ve yöntemlerimiz neler olmalıdır ? Bu sistemde yanlış olan sıralamadır . Başta gelen hatalardan birisi olarak karşımıza çıkar. Yabancı dilde kendisini geliştirmiş hatta bir çok kez o dilde makaleler yazmış bir çok insan vardır ülkemizde ama maalesef iş yol tarifine gelince sınıfta kalırlar. Yanlışımız dile insanlarımızı grammer 'dan başlatmak olmuştur. Halbuki yöntemimiz anadil eğitimindeki süreçlerin bir benzerini uygulamak olmalıdır. O halde bu süreç dinleme , konuşma , okuma , yazma ve dil bilgisi olarak sırasıyla uygulanmalıdır. Dil öğrenimi yöntemi doğal sırayla gerçekleştirilmelidir. Yabancı dil eğitiminin olumlu yönde ilerlemesini sağlayacak yöntemler : kulak dil alışkanlığı yöntemi , iletişimci yaklaşımdır. Daha bir çok yöntem vardır . Fakat bu iki örnek başta gelen yöntemlerdir dil öğreniminde. Kulak alışkanlığı yönteminde doğal öğrenme sırası izlenir. Ağırlık dinleme ve konuşmadır. Hemen hemen hiç dil bilgisi açıklaması yapılmaz. İletişimci yaklaşımda ise dilin grammer kurallarından çok , dilin alt yapı yani konuşmada kullanılan kavramların öğrenilmesi önemlidir.  Bahsettiğimiz yöntemlerle yabancı dil eğitimine bir yenilik veya farklı bir bakış açısı gelmez ise , eğitim olumsuz sonuçlara neden olabilir. Örneğin öğrenci dilden tamamen soğur ve ondan uzaklaşır. Bir Türk öğrencisinden konuyu ele alırsak, çoğunlukla sözcük ve cümle aralarında '' aa.. ıııh '' gibi bazı boşluk doldurucular kullandığını göreceksiniz. Çünkü kullanacağı kalıbın o dilde nasıl söyleneceğini dil bilgisi bakımından bulmaya çalışacaktır. Bunun da getireceği bir olumsuzluk vardır o da konuşmacı kendini yeterince ifade edemediğinde , kendi anadilini ilk kullanmaya başladığı yıllardaki ruh haliyle benzer bir ruh halini yaşaması ve bundan son derece rahatsızlık duymasıdır ve öylede olacaktır. Bu olumsuzluktan doğacak bir diğer sıkıntı üniversite öğrencilerimizden yabancı dil beklentilerimizin giderek düşmesidir. Onlardan daha azını beklemek özellikle bahsedilen o kadar çok yanlış yapılan yöntemlerden sonra haksızlık olacaktır . Bizim öğrencilerimizin donanımını da hiç bir ülkede bulamayız bunu da belirtmekte yarar var çünkü Avrupa üniversitelerinin beklentisine baktığımızda en az iki yabancı dille mezun olmalarını sağlamaya çalışıyorlar. Onlar kendi dilleriyle öğrendikleri yabancı dilleri yadırgamadan  kolayca elde edebiliyorlar. Peki biz yabancı dilde eğitim yaparsak dersleri yabancı dilde işlersek ne gibi sıkıntılar açığa çıkar ? Öncelikle Türkçe'nin gelişimini engellemiş oluruz. Hocanın derste kendi anadili yerine başka bir dili kullanarak o dilde eğitim yapması bizim eğitim sistemimizde bazı sıkıntılara yol açabilmektedir. Yabancı dilde öğretim gören çocuklar giderek kendi dillerini unutmaya başlar ve Türkçeyi ihmal ederler hatta hor görmeler baş gösterebilir öğrencilerimizde . Bu durumda genç kendi diline ve kültürüne nasıl saygı gösterecektir bu da tartışma konusudur. Yabancı dilde eğitim yerine anadilde eğitim yapılmalı ve Türkçe çeviriler yeterli düzeye getirilmedir. Bu sayede Türkçeye verilecek zararlar ortadan kalkmış olacaktır. Yabancı dilde eğitimin getireceği sıkıntıların yanı sıra faydaları da yok değildir. Fakat yanlış yerde ve yanlış zamanda kullanılan sıralama ve yöntemlerden dolayı öğrencilerimiz faydalarından çok zararlarını görmektedirler daha öncede bahsettiğim gibi.